Moda denildiğinde akla gelen kavramlardan biri olan; hızlı tüketim, global olarak etkisini her daim gösteren bir konu. Fakat, Corona virüsü ile tüketim ve hızlı-moda kavramları moda sektöründe kısa sürede tartışılır bir konu haline geldi. Modanın hızındaki bu düşüşe, trendleri kovalayan modaseverler tarafından şahit olmak gerek tüketim, gerekse stil-trend ilişkisi açısından düşündürücü bir durum.
Son zamanlarda, moda sektörünün gezegene olan olumsuz etkilerini azaltmak adına, çözüm odaklı ve yapıcı yeniliklere açık olması umut verici bir gelişme olsa da, sektörün yavaşlaması gerektiği de kaçınılmaz bir gerçek. Bu gibi kriz dönemlerinini, tüketim açısından sarsıcı değişikliklere sebep olması bir yandan aktivistlerin ve bilim insanlarının talep ettiği uygulamalar için bir fırsat olabilir.
Bu uygulamalar ise, markaların daha etik ve bilinçli koleksiyonlar satışa sunmasından ziyade, tüketim konusunda yavaşlamanın üzerinde durulmasını daha doğru bir yaklaşım olarak ele alıyor.
Tüm bu yavaşlama taleplerine rağmen, moda ve stil sahibi olmanın toplumda her daim önemli bir yere sahip olduğu tartışılmaz bir gerçek. Günümüzde, bu döngüye eklenen bilinçli alışveriş kavramı ise en az stil sahibi olmak kadar önemli. Bu sebeple, alışverişlerimizde kendimizi bir “tüketici” olarak tanımlamak yerine “sahip olan” olarak düşünmemiz; kalıcı, ihtiyacımız olan, geçici trendlerin etkisine kapılmadan ve sıkılmadan giyebileceğimiz parçalar satın almak konusunda daha olumlu bir etki yaratabilir.
Karantina döneminde bu tüketim yavaşlasa da, evde rahat ve iyi hissedeceğimiz kıyafetler birçok kişi için küçük bir teselli olarak vazgeçilmez olmaya devam etti. Yine de, bu dönem tercihlerimizi etkileyerek ister istemez stilimizde farklılıklar oluşturdu. Bu konuyu düşünme ihtiyacında bulunmasak bile, tarzımızdaki bu geçici değişiklikleri evdeki en rahat üniformalarımızla (pijamalar, eşofman takımları vs.) fark etmek pek zor değil. Tabii, bazılarımız evde de sosyal hayatta olduğu gibi özenli ve şık tercihlerini korumaya devam etti. Bu süreçte, Giydiklerimizin bizi iyi hissettirmesi ve kişiliğimizle ilgili detayları yansıtması, kıyafetlerin gücünü karantina boyunca bir kez daha bizlere hatırlattı. Bu güç, gerçekten severek ve düşünerek aldığımız kıyafetlere sahip olmanın hazzıyla, modanın harcanabilir olduğu fikrini yok etmek için yeterli bir sebep.
Elimizdeki bu motivasyonu, evlerimizde içe döndüğümüz ve yavaşladığımız süreçte, bilinçli bir tüketici olarak iç giyim alanında değerlendirmek bu dönem için doğru bir tercih olabilir, sizler için derlediğim 2020 iç giyim ve ev giyim koleksiyonlarında öne çıkan parçaları aşağıda görebilirsiniz.
1. ELSE LINGERIE
2. 25TH HOUR LINGERIE
3. AGENT PROVOCATEUR
4. OYSHO
5. LE PETIT TROU
Ceysu Soyak
“I could bridge the gap between adolescent glitter and mature glow”
Bu yazıdaki referanslar: www.instagram.com/future__dust/
www.instagram.com/summer.dawn/
www.instagram.com/endlesslyloveclub/
www.instagram.com/sportyandrich/
