MODA İLE İKLİM PROTESTOSU MÜMKÜN MÜ?

0
shares
Share on Facebook
Share on Twitter
Share on LinkedIn
Pin to Pinterest
+
What's This?

Bu yazıyı şimdi dinleyebilirsiniz!

2019 yılında en sık duyduğumuz konulardan biri de iklim değişikliğiydi. Gerek Greta Thunberg, gerek dünyanın farklı yerlerinde milyonlarca kişi protestolarıyla birçok sektörü bilinçli olmaya teşvik etti. Bu sektörlerden biri de tabii ki moda oldu. Tüketiciler artık aldıkları kıyafetlerin çevreye olan etkisini düşünmeye başladı. Markalar bu konudaki duyarlarını çeşitli çözümlerle koleksiyonlarına uyguladı. Buna rağmen sektörün %40’ı sürdürülebilirlik adına herhangi bir aksiyon almış değil. Peki 2020 yılında moda gerçekten gezegenimizi kurtarmaya yardım edebilir mi, yoksa “sürdürülebilirlik” etkisini yalnızca marketing stratejilerinde mi gösterebilecek?

Öncelikle, oluşabilecek minimum hasarlar için düşünülmesi gereken temel sorular olduğunu düşünüyorum. Kıyafetler nasıl üretilmeli, nasıl satılmalı ve nasıl giyilmeli? Neye ihtiyacımız olduğu ve neden satın aldığımız soruları arasındaki anlam silikleşmeye başlasa da sürdürülebilirlik adına üretici ve tüketici olarak hala yapılabilecek birçok şey var.

Tüketici kısa sürede ne kadar çok yeni koleksiyon görmek istese de, markaların günümüzdeki hıza göre daha az üretim yapması, sürdürülebilirlik adına çevreye bıraktığı etkiyi yönetebilir hale getiriyor. Yeniye olan istek ve talep tüketici olarak her daim önemli olsa da her bireyin daha düşünceli bir yaklaşımla alışveriş yapması büyük bir fark yaratabilir.

Yapılan birçok araştırma, tüketicilerin daha az, fakat uzun yıllar boyunca giyebileceği, kaliteli kıyafetleri satın almasının daha doğru bir yaklaşım olduğunu gösteriyor. Böyle bir durumda, yüksek standartlarda üretilen couture kıyafetlerin daha sürdürülebilir bir tercih olması, hem gezegen adına hem de benim gibi birçok moda sever adına heyecan verici bir çözüm. Fakat çevreye olan bu destek birçok moda severin bütçesini aşan bir heyecan.

Yine de, couture olmasa bile bugün beğenerek aldığımız bir kıyafetin 20 yıl sonra da beğenebileceğimiz bir kıyafet olma ihtimali, çevremiz adına önemli bir faktör.

Bilinçli ve düşünerek yapılan alışverişlere ek olarak, ikinci el kıyafetlerin satıldığı platformlar da son zamanlarda tercih edilir bir seçenek. Üstelik, bu duruma örnek olarak Burberry’nin The Real Real’da (ikinci el lüks giyim satış platformu) ikinci el Burberry ürünlerini satan müşterilerine, ödül olarak kişisel alışveriş deneyimi fırsatını sunması, lüks markaların yalnızca üretim aşamasında değil, satın alma kriterlerinde de düşünceli bir yaklaşımı olduğunu gösteriyor.

Tabii ki tüm bu çözümlerle birlikte moda ve tüketim her daim hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek. Önemli olanın üretim ve tüketim döngüsü boyunca, farkında olduğumuz en küçük sorumluluğun bile çevreye etkili bir şekilde yardım edeceğini unutmamak olduğunu düşünüyorum.

Ne de, olsa büyük bir beğeni ve derin düşüncelerle aldığımız bir kıyafeti 20 yıl sonra da giymek mantıksız bir fikir değil…

Daha fazla Fashionziner Podcast içeriği keşfetmek için soundcloud sayfamızı ziyaret edin!

soundcloud.com

Ceysu Soyak

 “I could bridge the gap between adolescent glitter and mature glow”


Bu yazıdaki referanslar: Getty Images, Alamy Stock

1,624 Views